Ana sayfa » Yazarken Dinlenen Müzikler: 10 Yeni Keşif
Ana sayfa » Yazarken Dinlenen Müzikler: 10 Yeni Keşif
Romanlarım geçmişin gizemli dünyalarında geçse de, yazarken dinlenen müzikler sayesinde günlük hayatın karmaşasından uzaklaşabiliyorum. Ancak bu kopuş, tamamen hayal dünyasına dalmak anlamına gelmiyor. Aksine, yazarken hem gerçek hayattan besleniyor hem de müziğin sağladığı duygusal atmosferden yararlanıyorum.
Hayalimde bir taş evde, deniz manzarası eşliğinde yazıyor olmayı sıkça düşünürüm. Ancak gerçekte, İstanbul’un hiç susmayan gürültüsü ve hareketliliğiyle çevriliyim. İlginçtir ki, bu kaotik ortam da bana enerji veriyor. Yine de şu sıralar daha sessiz bir yerde, doğanın ortasında yazıyor olmanın tadını çıkarıyorum.
Hayalimde Yazar Ceyda Ege denizine bakan bir taş evde oturuyor. Arkasında asırlık çam ormanları var, önünde ise uçsuz bucaksız bir mavi huzur. Ancak gerçekte, yazarken dinlenen müzikler eşliğinde, İstanbul’un sıkış tıkış sokaklarının bitmeyen gürültüsüyle çevrili bir ortamda oluyorum.
İki büyük handikapım var. İlki, çalışma masamı salonun tam ortasına kuruyor olmam. Evin sessiz bir köşesine çekilmek yerine, kalabalığın merkezinde olmayı seviyorum. İkinci handikapım ise yazmaya sabahın erken saatlerinde başlıyor olmam. Tam da okul servislerinin, esnafın ve mahallelinin en hareketli olduğu saatler… Evde fazla hareket olmasını sevmem, ama dışarıdaki hayatın canlılığı bana ilham veriyor.
Yazı seanları arasında mutlaka kısa molalar veriyorum. Bazen bakkala gidiyorum, bazen çamaşır veya bulaşık işine dalıyorum. Bu tür günlük işler zihnimi temizliyor ve yazarken daha üretken olmamı sağlıyor. Kendi dünyama tamamen kapanmaktan ziyade, gündelik hayatla iç içe olmak yaratıcılığımı besliyor.
Ve tabii ki yazarken dinlenen müzikler… Bilgisayarın başındayken müzik benim en sadık yol arkadaşım. Her an kulaklarımda farklı melodiler, beni hem geçmişe hem de hayal dünyama taşıyor. Bu ritimle, yazılarım hayat buluyor.
İlk romanım “Madama Lizvet’in Muhteşem Ölümü”nü yazarken, çoğunlukla country müziklere kulak veriyordum. Miley Cyrus’ın konser kayıtları, The Peanut Butter Falcon filminin müzikleri ve Billie Eilish’in Tiny Desk performansları bu dönemde en çok dinlediklerim arasında yer aldı.
İkinci romanım “Türkân“ın yazımı daha karanlık bir döneme denk geldi. O dönemde kulaklıklarımı takıp Cildish Gambino, Post Malone ve Prince gibi isimlere yöneldim. O dönemde en çok dinlediğim albüm ise 2005 yapımı “Pride and Prejudice” filminin müzikleriydi.
Yazarken dinlenen müzikler sayesinde zor bir dönemden geçerken bile yazıya odaklanmayı başarabildim.
Şu an şehrin dışında doğanın sessizliği ile çevrili bir yerdeyim. Yazarken dinlediğim müziklere kuşlar ve dalgalarmuhteşem bir ambiyans katıyor. Kulaklıklarımı takmama gerek kalmıyor ama yine de haftalık müzik keşiflerim yazılarımı beslemeye devam ediyor.
Günümüzde müzik keşfi çoğunlukla algoritmalarla şekilleniyor. Ancak yazarken dinlenen müzikler konusunda daha özgün seçimler yapmak istiyorum. Bu biraz da “Çalınan Dikkat” yazımda bahsettiğim konularla da ilgili. Otantik zevklerimi keşfetmek, analog yaşama olabildiğince geri dönmek istediğim bir dönemdeyim. Bu yüzden her hafta az bilinen ama kaliteli müzikler üreten 10 yeni sanatçı seçiyorum.
Popüler listelerin dışına çıkarak kendi müziğini yazan ve çalan sanatçılara yöneliyorum. Kriterim basit: müzik duygusal olarak bana hitap etmeli ve yazarken ilham vermeli.
Bu hafta dinlediğim sanatçılar şunlar:
En sevdiklerimi sona sakladım; Lola Young ve Lava La Rue. Yazarken dinlenen müzikler listemde onlara sıkça rastlayabilirsiniz.
Bu hafta düş defterime yazdığım sorulardan biri: “Kendime nasıl ilgi gösterebilirim?”
Cevabım basitti: yeni müzikler keşfetmek. Yazarken dinlenen müzikler, beni rahatlatan ve yaratıcılığımı artıran bir yol oldu.
Siz de yazarken, çizerken, yaratır ve üretirken dinlediğiniz müzikler konusunda önerilerde bulunmak isterseniz, yorumlarınızı bekliyorum. Belki de yeni favori sanatçımı sizden öğreneceğim. Lütfen bu oyunu benimle oynayın. Bu haftaki seçimlerim Indie müzik türünde olsa da, iyi bir müziksever olarak her öneriye açığım.🥰
Yazarken dinlenen müzikler, sadece bir ilham kaynağı değil, aynı zamanda eğlenceli bir yolculuğun da kapısını açıyor. Beni bazen geçmişin tozlu atmosferlerine götürüyor, bazen de hayal dünyamda dans ettiriyor. Her yeni şarkı, ruhuma dokunan yepyeni bir keşif oluyor.
Eğer benim gibi müzikle besleniyorsanız, sizi kendi Spotify keşiflerime davet ediyorum! 🎧 Hadi birlikte yeni sanatçılar keşfedelim, listeleri paylaşalım ve yaratım yolculuğumuzu müzikle daha keyifli hale getirelim. Favori şarkılarınızı da benimle paylaşmayı unutmayın! 🌟 🎶 Spotify Hesabımı Keşfedin
Ayrıca, ilham dolu içeriklerin ve yaratıcı yolculuğun bir parçası olmak için Düş Yolcuları Bülteni’ne üye olmayı unutmayın. Her hafta sanattan, müzikten ve yaratıcı süreçlerden ilham alacağınız özel içerikler sizleri bekliyor. ✨ 💌 Üye Olun
1976 İstanbul doğumlu Ceyda Kafadar, "Madama Lizvet'in Muhteşem Ölümü" ve "Türkan" romanlarıyla okuru kendi mitolojik evrenine davet ediyor.
2025 Düş Defteri ajandanı ücretsiz indir. Yaratıcı çemberimize katılmak için aşağıdaki butondan bültene üye ol.
ⓒ 2025 Ceyda Kafadar Tüm Hakları Saklıdır.