(19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Özel Sayısı)
Sevgili Düş Yolcuları, ✨
Kutlama… Kulağa ne kadar hafif geliyor, değil mi? Oysa çoğu zaman en derin kutlamalar, yıkımın içinden çıkanlardır. Bu haftaki bültende sizi kutlamaya olduğumuz yerden davet ediyorum: yas tutarken kutlamaya, yaralıyken gülümsemeye, dağılmışken içimizdeki sağlam kalanı onurlandırmaya…
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ve son yıllarda milli bayramlarımızı kutlarken yaşadığım derin kırgınlık ve hüzün, bana toplumsal sarsıntıların içindeyken sevinci bir lüks gibi algıladığımızı fark ettirdi. Oysa kadim topluluklarda kutlama, sadece güzel zamanlara ait değildi. Hasattan önce, yasın ortasında, savaşlardan sonra ya da geçici bir barış anında… İnsanlar bir araya gelir, dans eder, şarkılar söylerdi. Çünkü kutlama yalnızca keyif değil, direnişin de bir biçimiydi.
Kadim kültürlerde kutlama, genellikle döngüsel zamanla, doğayla ve geçişlerle birlikte yaşanırdı. Mevsim geçişleri, yas ritüelleri, doğumlar, ölümler, ilk kanamalar, toplulukların yeniden birleşmesi hep birer kutlama sebebiydi. Çünkü kutlama, “şimdi buradayım” demenin, hayatta olmanın ve bir aradalığın duyurulma hâliydi.
Bugün, kendi yaşamlarımızda bu kadim bilgeliği hatırlamak, zorlu zamanlarda da küçük kutlama anları yaratmak bize iyi gelebilir. Çünkü kutlamak, “kayıp da benim, kalan da” diyebilmektir. Kendimizi onurlandırmanın, yaralarımıza rağmen ışığı seçmenin bir yoludur.
Bu hafta, sadece kendiniz için küçük bir kutlama alanı yaratın. Belki bir mum yakın. Belki en sevdiğiniz yemeği hazırlayın. Belki yalnızca sessizce, derin bir nefes alın ve deyin ki:
“Bunca şeyin içinde, ben hâlâ buradayım. Bu, kutlamaya değer.”
Yanına isterseniz şu soruları alabilirsiniz:
Hayatta kalma müzikleriniz neler? Sizi ayağa kaldıran, derin duygulara sürükleyen, eşlik eden parçaları bir araya getirin.
Masanızda ya da yatağınızın kenarında, size sevinç veren üç nesneyi yan yana koyun. Her gördüğünüzde size “Sen yaşadın” desin.
Bir kutlama kartı yazın kendinize. Bugün, bu hâlinizle bile kutlanmayı hak ettiğinizi anlatan birkaç cümleyle…
Afrika’da moda, Dandy akımı ve giyim kuşam konularını araştırırken karşıma çıkan Seydou Keïta’nın fotoğraflarına hayran olmuştum. Mali’nin başkenti Bamako’da bir fotoğraf stüdyosunda çektiği portrelerdeki içtenlik, kutlama hâli ve sadelik hâlâ en çekici bulduğum portre serilerinin başında geliyor. Buradan web sitesine ulaşabilirsiniz.
Üniversite yıllarında ödev hazırlamak için okuduğum bu kitap, bir devrimin arka planında kadınların nesiller arası ilişkilerini anlatsa da benim için bir kutlama kitabına dönüşmüştü. Kısıtlı imkânlarımla öğrenci evimde bu kitaptaki yemek tariflerini denemeye başladığım o günlerden beri, kendimi kutlamak istediğimde yemek pişirmek, ailemi onurlandırmak istediğimde onların pişirdikleri yemekleri hazırlamak en sevdiğim ritüellerden biri. Bu linkten kitabı inceleyebilirsiniz, Acı Çikolata.
Juliette Binoche, Johnny Depp, Alfred Molina, Lena Olin, Carrie-Anne Moss, Peter Stormare ve Judi Dench’in muhteşem oyunculuklarıyla şenlenen bu film kalbimde bambaşka bir yere sahip. Acı, yas, inkâr çemberinde içine kapanmış bir kasabanın insanlarının nihayet kendilerini kutlayacak yollar bulmasını anlatıyor. İzlemeyen varsa coşkuyla öneririm. Fragmanını buradan izleyebilirsiniz, Çikolata.
Bu hafta sizi, kendi hayatınızda kutlanmayı hak eden bir anı, duyguyu ya da direncinizi benimle paylaşmaya davet ediyorum. Sosyal medya etiketleri kullanmıyorum, çünkü samimiyetin doğrudan yollarda çoğalmasını tercih ediyorum.
📩 E-posta gönderin: bulten@ceydakafadar.com
🕯 Henüz Düş Defteri’ni indirmediyseniz, buradan ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.
Bu hafta kutlamaya küçük bir mum yakarak başlayın. Belki sessizce, belki gözyaşlarınızla, belki bir kahkahayla. Ama kutlayın.
Çünkü hâlâ buradasınız. Bu başlı başına bir ışık. Ve bu ışık, kutlamaya değer.
💚 Ceyda
1976 İstanbul doğumlu Ceyda Kafadar, "Madama Lizvet'in Muhteşem Ölümü" ve "Türkan" romanlarıyla okuru kendi mitolojik evrenine davet ediyor.
2025 Düş Defteri ajandanı indir, sen de yaratıcı çemberimize katıl.
ⓒ 2025 Ceyda Kafadar Tüm Hakları Saklıdır.